Tom'un en sevdiği şeylerden biri kamp yapmaktır.
- One of Tom's favorite things to do is camping.
Tom ve Mary ikisi de kamp yapmaktan hoşlanıyor.
- Tom and Mary both like camping.
Burası kamp kurmak için iyi bir yerdir.
- This is a good place to camp.
Bu kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
- This looks like a good spot to camp.
Ben ailemle birlikte kampa gittim.
- I went camping with my family.
Beni ilkel bir ormanda yalnız bırakarak kampa geri döndün.
- You went back to the camp leaving me alone in the primeval forest.
Tom sahilde kamp yapmayı sever.
- Tom likes camping on the beach.
Tom tek başına kamp yapmaya gitmenin eğlenceli olmayacağına karar verdi.
- Tom decided that it wouldn't be much fun to go camping alone.
Bu, kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
- This looks like a good spot to set up camp.
Biz kalacak bir yer bulamazsak dışarıda kamp kurmak zorunda kalacağız.
- We'll have to camp out if we can't find a place to stay.
Konaklamak için yeterli yerleri yok.
- They don't have enough room to camp.
Don't camp up your performance of Malvolio in Twelfth Night this time.
We're planning to camp in the field until Sunday.
Go and camp the flag for the win.