Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İngilizce - Türkçe
calling for notice; compelling attention; notorious; heinous; as, a crying evil teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- crying
- {s} ağlayan
Ağlayan şu erkek çocuğunu tanıyor musun?
-Do you know that boy who's crying?
Ağlayan bebeğine biraz süt içirdi.
-She made her crying baby drink some milk.
- crying
- {f} ağla
O, onu teselli etmeye çalıştı, ama o ağlamaya devam etti.
-He tried to comfort her, but she kept crying.
Yüksek sesle ağlamaktan kendimi alamadım.
-I could not stop myself from crying aloud.
- crying
- {i} çığlık
Tom çığlık atıp ağlıyordu.
-Tom was screaming and crying.
Leyla çığlık atıp ağlamaya başladı.
-Layla just started screaming and crying.
- crying
- büyük
- crying
- a crying shame çok yazık
- crying
- {s} göze çarpan
- crying
- {s} acil
- crying
- {s} apaçık
- crying
- cry bağır/ağla
- crying
- {s} iğrenç
- crying
- {s} ivedi
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
calling for notice; compelling attention; notorious; heinous; as, a crying evil teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- crying
calling for notice; compelling attention; notorious; heinous; as, a crying evil
Heceleme
call·ing for notice; com·pel·ling attention; notorious; heinous; as, a cry·ing e·vilTelaffuz
Resimler
Favoriler