Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

cılız

listen to the pronunciation of cılız
Türkçe - İngilizce
scrawny
weak

Calhoun was too weak to read his speech. - Calhoun konuşmasını okuyamayacak kadar çok cılızdı.

He was quite weak in his childhood. - Çocukluğunda oldukça cılızdı.

puny
lean
skinny

How dare you call me skinny and ugly? - Bana cılız ve çirkin demeye nasıl cesaret edersin?

feeble
tender
meager
gaunt
hager
sickly
puny, thin, undersized, weak
spindly
weak, dim (light)
undersized
rickety

Tom carefully climbed up the rickety staircase. - Tom cılız merdivene dikkatlice tırmandı.

scraggy
of poor physique
thin, lean, puny, gaunt, weak
fatless
spindling
thin
cılız, zayıf, çelimsiz çocuk
feeble, weak, frail child
cılız bir sesle konuşmak
bleat
cılız bir şekilde
leanly
cılız bir şekilde
gauntly
cılız hayvan
weakling
cılız kimse
weed
cılız kimse
weakling
cılız töz
(Madencilik) low-grade ore
zayıf ve cılız
weak and feeble
daha cılız
sicklier
Türkçe - Türkçe
Güçsüz, sönük
Güçsüz, sönük (ışık)
Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif
Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif: "Hanın sahibi cılız bir adamdı."- S. F. Abasıyanık