Benim işim bulaşık yıkamaktır.
- My job is to wash dishes.
Tom arabayı yıkamak zorunda değil. Mary onu zaten yıkadı.
- Tom doesn't have to wash the car. Mary's already washed it.
Dün yıkanmak için nehire gittim.
- Yesterday I went to wash in the river.
Ben yemek yememizden önce yıkanmak isterim.
- I'd like to wash up before we eat.
Jane'in yıkanacak çok giysisi var.
- Jane has a lot of clothes to wash.