by good hap, fortunately, favorably

listen to the pronunciation of by good hap, fortunately, favorably
İngilizce - Türkçe

by good hap, fortunately, favorably teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

luckily
iyi ki

İyi ki, Tom oradaydı. - Luckily, Tom was there.

İyi ki kimse ıslanmadı. - Luckily nobody got wet.

luckily
allah'tan

Allah'tan kimse boğulmadı. - Luckily nobody drowned.

Allah'tan kimse yaralanmadı. - Luckily nobody got injured.

luckily
çok şükür

Çok şükür hava düzeldi. - Luckily, the weather turned out fine.

luckily
şansa bak ki

Şansa bak ki, biletleri dün almıştım. - Luckily, I was able to get the tickets yesterday.

luckily
şükür ki
luckily
şansa bakın ki
luckily
neyse ki

Neyse ki bu hafta hava sıcaktı. - Luckily, it was warm this week.

Neyse ki, Tom bazı ses yatırımları yaptı. - Luckily, Tom made some sound investments.

luckily
bereket versin ki

Misafirler erken geldi, ama bereket versin ki ben zaten yemek yapmayı bitirmiştim. - The guests have arrived early, but luckily I had already finished cooking.

Bereket versin ki, Tom'u onu yapmamaya ikna edebildim. - Luckily, I was able to talk Tom out of doing that.

luckily
Allahtan

Allahtan, o iyi bir koltuk buldu. - Luckily, he found a good seat.

Allahtan iki şoför de emniyet kemeri takıyordu. - Luckily, both of the drivers were wearing seat belts.

luckily
şans eseri

Şans eseri, Tom'un ödünç alabileceğim biraz parası vardı. - Luckily, Tom had some money I could borrow.

Şans eseri o beni görmedi. - Luckily he did not see me.

luckily
talihine
luckily
şansla
İngilizce - İngilizce
{a} luckily