Belki öğle yemeği yapamam.
- I can't possibly make lunch.
Tom artık belki yemek yiyemiyeceğini söyledi.
- Tom said that he couldn't possibly eat any more.
Muhtemelen cevabı biliyor olabilir.
- She might possibly know the answer.
Söylediği muhtemelen doğru olabilirdi.
- What he said could possibly be true.