by; beyond; as, he ran past

listen to the pronunciation of by; beyond; as, he ran past
İngilizce - Türkçe

by; beyond; as, he ran past teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

past
{i} geçmiş

Mutsuz geçmişini unutmaya çalışmalısın. - You should try to forget your unhappy past.

Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor. - It is considered impossible to travel back to the past.

past
eski zaman
past
-sız
past
bitmiş
past
sona ermiş
past
geçe

Üçü çeyrek geçe gelecekler. - He'll come at quarter past three.

Tren geçerken Tom sürücünün bir anlık bakışını yakaladı. - Tom caught a glimpse of the driver as the train raced past.

past
geçmişte kalan
past
sabık
past
geçen

Geçen birkaç gündür aklımda çok şey var. - I've had a lot on my mind these past few days.

Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu. - Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours.

past
geçmiş zaman

Kitaplarda bütün geçmiş zamanın ruhu yatıyor. - In books lies the soul of the whole past time.

past
(zarf) geçecek şekilde
past
{e} geçkin
past
{s} eski

Büyükannem eskiden dikiş makinesini çok kullanırdı. - My grandmother used to use her sewing machine a lot in the past.

İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar. - If two past lovers can remain friends, it's either because they are still in love, or they never were.

past
past master mason locasının eski reisi
past
{s} önceki

Bence ben önceki hayatımda bir prensestim. - I think that I was a princess in a past life.

past
{e} öte

Postane tam bankanın ötesinde. - The post office is just past the bank.

past
geçecek şekilde

Tom her zamanki yatma saatini geçecek şekilde yatmadı. - Tom stayed up past his usual bedtime.

past
(isim) geçmiş, geçmiş zaman, mazi
past
fiilin geçmiş zaman kipi
İngilizce - İngilizce
past
by; beyond; as, he ran past