by, denoting the cause or means

listen to the pronunciation of by, denoting the cause or means
İngilizce - Türkçe

by, denoting the cause or means teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

with
{e} ile

Lütfen bir dolmakalem ile yaz. - Please write with a pen.

Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez. - Wisdom does not automatically come with age.

with
yanında

Yanında sadece 100 yeni vardı. - He had only one hundred yen with him.

Ben, bu tartışmada onların yanında yer aldım. - I took sides with them in the argument.

with
yanına

Herkese karşı kaba davranamazsın ve sonsuza dek onun yanına kalacağını bekleyemezsin. - You can not be rude to everyone and expect to get away with it forever.

Yanına bir şemsiye almadı. - He didn't take an umbrella with him.

with
-in lehinde
with
canlı

O, arkadaş canlısı kahverengi gözlerle bana gülümsedi. - She smiled at me with friendly brown eyes.

Cumartesi günü benimle bir oyunun canlı performansını görmek ister misin? - Would you like to see a live performance of a play with me Saturday?

with
uyanık
with
ile beraber

Emily ile beraber gitmek istiyorum. - I want to go together with Emily.

Boston'a Mary ile beraber giden kişi Tom'dur. - Tom is the one who went to Boston with Mary.

with
-i olan
with
-e karşın
with
-den yana
with
-e karşı
with
-e rağmen
with
sayesinde

Yeteneğin sayesinde çok para kazanabilmelisin. - With your talent, you should be able to make a lot of money.

Yardımın sayesinde başarabildim. - With your help, I could succeed.

with
nedeniyle

Hastalık nedeniyle ödevimde erkek kardeşime yardım ettirmek zorunda kaldım. - I had to have my brother help me with my homework due to illness.

Biz kaza nedeniyle nadir bir durumla karşılaştık. - We were faced with an unusual situation because of the accident.

with
geri

Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar. - I think everyone looks back on their childhood with some regret.

O bir saat içinde geri dönecektir. - She will return within an hour.

with
ile beraber/birlikte, ile: She's living with her aunt. Teyzesiyle beraber oturuyor. Will you come with us? Bizimle gelir misin? Wisdom
with
-li
with
(İnşaat) ile, birlikte
with
edat
İngilizce - İngilizce
{p} with
by, denoting the cause or means