Biz yoğun çalılıkların arasından yürüdük.
- We walked through thick bushes.
O, onlar onu görmesinler diye çalılıkların arkasına saklandı.
- He hid in the bushes so that they would not see him.
Bush çalışkan bir ekip kurdu.
- Bush put together a hard-working team.
Kedi çalıların içinde gizlenmiş yatıyordu.
- The cat lay hidden in the bushes.
Evimizin önünde birkaç gül fidanı var.
- We have some rose bushes in front of our house.
Yüzlerce polis ve gönüllü yoğun çalılık alanda üç yaşındaki kayıp çocuğu arıyor.
- Hundreds of police and volunteers are searching thick bushland for a missing three-year-old boy.
Tom bazı çalılıklarda saklanıyordu.
- Tom was hiding in some bushes.
The bush vote; bush tucker; bush aristocracy.
The way that pitcher showed up the batter after the strikeout was bush.
They're supposed to be a major league team, but so far they've been bush.
On hatching, the chicks scramble to the surface and head bush on their own.