Yüzlerce ailenin evi yakılmıştı.
- The homes of hundreds of families were burned.
Tom'un bacağı fena halde yanmıştı.
- Tom's leg was badly burned.
Yanmış parmağı akan suda soğut.
- Cool the burned finger in running water.
Her iki bina da yandı.
- Both buildings burned down.
O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.
- She was burned so extensively that her children no longer recognized her.