This town is so depressing.
- Bu kasaba çok bunaltıcı.
That's a depressing story.
- O bunaltıcı bir hikaye.
It was sweltering inside.
- İçeride hava bunaltıcıydı.
Last night was very hot and muggy, so I didn't sleep so well.
- Dün gece çok sıcak ve bunaltıcı idi, bu yüzden çok iyi uyumadım.
It was a little too muggy for spring.
- Bahar için biraz fazla bunaltıcıydı.