When I was a kid, I used to think that fairy floss and clouds were alike.
- Çocukken pamuklu şekerin ve bulutların benzer olduklarını düşünürdüm.
As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.
- Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.
The sky has gradually clouded over.
- Gökyüzü yavaş yavaş bulutlandı.
Was it cloudy in Tokyo yesterday?
- Dün Tokyo'da hava bulutlu muydu?
The sky became suddenly overcast with clouds.
- Gökyüzü birden bulutlarla kaplandı.
It's been overcast for the past few days.
- Geçtiğimiz birkaç gün boyunca hava bulutluydu.