The telephone is among the inventions attributed to Bell.
- Telefon Bell'e atfedilen buluşlar arasında yer alıyor.
Language is one of the most important inventions of mankind.
- Dil insanlığın en önemli buluşlarından biridir.
Most scientific breakthroughs are nothing else than the discovery of the obvious.
- Bilimsel buluşların çoğu bilinenin keşfinden başka bir şey değildir.
He became world-famous for his discovery.
- O buluşundan dolayı dünyaca ünlü oldu.
The computer is a recent invention.
- Bilgisayar yeni bir buluştur.
Radio is a great invention.
- Radyo büyük bir buluş.
Most scientific breakthroughs are nothing else than the discovery of the obvious.
- Bilimsel buluşların çoğu bilinenin keşfinden başka bir şey değildir.
I found this book very interesting.
- Bu kitabı çok enteresan buldum.
I found the book very interesting.
- Kitabı çok enteresan buldum.
I had great difficulty in finding my ticket at the station.
- İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.
Finding his office was easy.
- Onun bürosunu bulmak kolaydı.
Ann can't find a job.
- Ann, bir iş bulamıyor.
I find her appearance attractive.
- Onun görünümünü çekici bulurum.
The coffee has got to be as hot as a girl's kiss on the first date, as sweet as those nights in her arms, and as dark as the curse of her mother when she finds out.
- Kahve bir kızın ilk buluşmasındaki öpücük kadar sıcak, o gece kızın kucağı kadar yumuşak ve annesinin kızı bulduğu zaman ettiği küfürler kadar siyah olmalıdır.
He promised to meet her at the coffee shop.
- Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
He promised to meet him at the coffee shop.
- Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
He contrived a means of speaking to Nancy privately.
- O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
He contrived a means of speaking to Nancy privately.
- O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
The detective found absolute proof of the man's guilt.
- Dedektif adamın suçuyla ilgili kesin kanıtı buldu.
The police detective found a bloody knife.
- Polis dedektifi kanlı bir bıçak buldu.
We're approaching the rendezvous point.
- Buluşma noktasına yaklaşıyoruz.
Tom and the rest of the robbers rendezvoused at a subway station.
- Tom ve kalan soyguncular bir metro istasyonunda buluştular.