Onun planı o nehir üzerinde bir köprü inşa etmektir.
- His plan is to build a bridge over that river.
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building his house on it.
Kulenin inşa edilmesinde yıllar harcandı.
- Many years have been spent in building the tower.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
O yürürken onun beyni yüzlerce harika şeyler planlamakla, yüzlerce hayaller kurmakla meşguldü.
- As he walked along, his brain was busy planning hundreds of wonderful things, building hundreds of castles in the air.
Yeni başkan ordu kurmak istiyor.
- The new president wants to build up the army.
Onlar bir ev yapıyorlar.
- They are building a house.
Bu yapı erkekleri ve kadınları konaklayan kapsül bir oteldir.
- This building is a capsule hotel lodging men and women.
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
Bir uygulama oluşturmamız gerekiyor.
- We need to build an app.
Antenler tercihen binanın en yüksek kısmına yerleştirilmeli.
- Antennas should be placed on the highest part of the building, preferably.
Bina zaten yapım aşamasında.
- The building is already under construction.
Bina yapım aşamasındadır.
- The building is under construction.
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.
- They formed a project to build a new school building.
Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- I want to build up my vocabulary.
Onu yapmak yıllarımı aldı.
- It took many years to build it.
Onlar evi yapmak için altı ay harcadılar.
- They spent six months building the house.
Onun planı o nehir üzerinde bir köprü inşa etmektir.
- His plan is to build a bridge over that river.
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building a house on it.
Bu binaların müteahhiti bilinmiyor.
- The builder of those houses is unknown.
Kuzenim gibi inşaatçılar, sık sık şantiyeye ağır malzemeler taşımak zorundalar.
- Builders, like my cousin, often have to carry heavy materials to site.
İnşaat malzemeleri şimdi pahalıdır.
- Building materials are expensive now.
İki tane kuş, inşaat izni olmadan bir yuva inşa etti.
- The two birds built a nest without a building permit.
Onlar yeni binada çalışmaktalar.
- They have been working on the new building.
20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
- Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
- Reading helps you build up your vocabulary.
Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- I want to build up my vocabulary.
The .NET Framework 4 is the first version since .NET 2.0 that does not build off of a previous version.
Apparently 160 such vessels are due to be built overthe next few years.
Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- I want to build up my vocabulary.
Yeni başkan ordu kurmak istiyor.
- The new president wants to build up the army.
Bu araçlar bir ev inşa etmek için kullanılır.
- These tools are used for building a house.
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building a house on it.
Bina 1960'ta yapıldı.
- The building was built in 1960.
Bu yapı erkekleri ve kadınları konaklayan kapsül bir oteldir.
- This building is a capsule hotel lodging men and women.
O yürürken onun beyni yüzlerce harika şeyler planlamakla, yüzlerce hayaller kurmakla meşguldü.
- As he walked along, his brain was busy planning hundreds of wonderful things, building hundreds of castles in the air.
Bu araçlar bir ev inşa etmek için kullanılır.
- These tools are used for building a house.
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building his house on it.
Benim apartmanımda köpeklere izin verilmez.
- Dogs aren't allowed in my apartment building.
Bizim apartmanın bodrum katında bir çamaşırhane var.
- There's a laundromat in the basement of our apartment building.
Onlar deprem için güvenli bir bina inşa etti.
- They built a safe building for earthquakes.
Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.
- They formed a project to build a new school building.
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
Demir, gemi yapmada kullanılır.
- Iron is used in building ships.
20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
- Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
Ahşap inşaatlar kolayca alev alabilir.
- Wooden buildings catch fire easily.
O, oğluna yeni bir ev inşa etti.
- He built his son a new house.
Onlar deprem için güvenli bir bina inşa etti.
- They built a safe building for earthquakes.
O, şimdiye kadar gördüğüm en çirkin yapılardan biri.
- That is one of the ugliest buildings I have ever seen.
Şehrin 1940'larda yapılmış çok katlı yapıları çökme tehlikesindeler.
- The city's multi-story buildings built in the 1940's are in danger of collapse.
O uzun boylu ve yapılı bir adam.
- He is a tall and strongly built man.
Bizim roket yapılıyor.
- Our rocket is being built.
Though she was stout in build and stood erect her slow eyes and parted lips gave her the appearannce of a woman who di not know where she was or where se was going.
Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- I want to build up my vocabulary.
Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
- Reading helps you build up your vocabulary.
Rugby players are of sturdy build.
Of all the inventors to obtain patents, only a few have really built a better mousetrap.
They had to build up their fortress to protect against attack.
Ever since the secretary left, the letters in my inbox have started to build up.
The health department built a fire under the restaurant owner and got him to clean the place up by threatening to cancel his license.
Coca-Cola ads often feature the emotional build structure, filled with fun and no conflict, the viewer feels better and better as the ad goes along.
... Some of them it turns out we can't build. ...
... And so the question now is, how do we build on those strengths? And everything that I've ...