bugünkü

listen to the pronunciation of bugünkü
Türkçe - İngilizce
modern
current
up to date
existent
present-day

Taoism was founded on the teachings of Laozi, a sage born in 604 B.C. in present-day Henan Province. - Taoizm bugünkü Henan ilinde M.Ö. 604'te doğmuş bir pir olan Laozi'nin öğretileri üzerine kurulmuştur.

of today, today's, present, current
existing
uptodate
present

Tom is content with his present salary. - Tom bugünkü maaşından memnun.

Tom is going to be present at today's meeting. - Tom bugünkü toplantıda hazır olacak.

present day
today's
bugün
today

I have too much homework today. - Bugün, çok fazla ödevim var.

It is windy today, isn't it? - Bugün hava rüzgarlı, değil mi?

Bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir
(Atasözü) A bird in hand is worth two in the bush
bugünkü gün
this very day
bugünkü günde
under present conditions
bugünkü kur
today's rate
bugünkü/akşamın işini yarına/sabaha bırakma/koyma
(Atasözü) Don't leave today's work for tomorrow
bugün
in this day and age
bugün
(Bilgisayar) today at
bugün
this day

We've waited a long time for this day. - Bugün için uzun süre bekledik.

I've waited forever for this day to come. - Hep bugünün gelmesini bekledim.

yarınki kazdan bugünkü tavuk/yumurta yeğdir
(Atasözü) A bird in the hand is worth two in the bush
Türkçe - Türkçe
Bugüne özgü, bugün olan, bugün yapılan: "Bugünkü Türk şiirinin manzarası şairlerle dolu bir memlekette yaşadığımızı gösteriyor."- S. F. Abasıyanık
Bugüne özgü, bugün olan, bugün yapılan
bugün
İçinde bulunduğumuz günde
bugün
İçinde bulunduğumuz gün. İçinde bulunduğumuz çağ, zaman: "Bugünün çoluğu çocuğu hep sakallı."- H. Taner. İçinde bulunduğumuz günde
bugün
İçinde bulunduğumuz çağ, zaman
bugün
İçinde bulunduğumuz gün