Onu izlesen iyi olur, ahbap.
- You'd better watch it, buddy.
O benim eski içki arkadaşım.
- He's my old drinking buddy.
Eğer herkesle ve herhangi biriyle arkadaş olursan, çok geçmeden insanlar senin insanları memnun eden biri olduğunu düşünecekler.
- If you buddy up to everybody and anybody, pretty soon people will think you're just a people-pleaser.
Neden kankam bir geri zekalı?
- Why is my buddy an idiot?
Büyük bir hata yaptın, kardeş.
- You made a big mistake, buddy.
O ağaçtaki tomurcuklar açmak üzere.
- The buds on that tree are about to pop open.
Ağaçlar tomurcuklanmaya başlıyor.
- The trees are beginning to bud.
Her hafta sonu Tom arkadaşlarıyla bir yerel barda bira içer.
- Tom drinks beer with his buddies at the local bar every weekend.
Tom ve ben balıkçılık arkadaşlarıyız.
- Tom and I are fishing buddies.
Meyve bahçesi uzmanı bir elma tomurcuğunu kök gövde üzerine aşıladı.
- The orchardist grafted an apple bud onto the rootstock.
Tomurcuklar açmaya başladı.
- The buds began to open.
Çalı tomurcukları sonbahardan beri boyut olarak değişmedi.
- The buds on the bush have not changed in size since fall.
Onu izlesen iyi olur, ahbap.
- You'd better watch it, buddy.
Fancy a pint, me old mucker?.
How my bitches been doin'?.
Hey, buddy, I think you dropped this.
They have been buddies since they were in school.
drinking buddies.
Ob-la-di, ob-la-da, life goes on, bra, la-la how the life goes on ~ Lennon/McCartney, Ob-La-Di, Ob-La-Da, 1968.
... JUST ONE FOR YOU, LITTLE BUDDY. ...
... buddy Advay +1'd it and some music and apps ...