Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

buddy, friend

listen to the pronunciation of buddy, friend
İngilizce - Türkçe

buddy, friend teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

bud
tomurcuk

Tomurcuklar açmaya başladı. - The buds began to open.

Ağaçlar bu yılın başlarında tomurcuklanıyor. - The trees are budding early this year.

bud
gonca vermek
bud
tomurcuklanmak
bud
gelişmesin
bud
{i} gonca
bud
{f} aşılamak
bud
{i} kafadar
bud
{i} arkadaş

Tom ve ben balıkçılık arkadaşlarıyız. - Tom and I are fishing buddies.

Her hafta sonu Tom arkadaşlarıyla bir yerel barda bira içer. - Tom drinks beer with his buddies at the local bar every weekend.

bud
(Tıp) Tomurcuk, tomruk, konca, bitki tomurcuğuna benzeyen herhangi bir oluşum (yeni gelişen embriyo gibi)
bud
nip in the bud bir şeyin daha başlamadan önünü kesmek
bud
{f} filizlenmek
bud
bahç

Meyve bahçesi uzmanı bir elma tomurcuğunu kök gövde üzerine aşıladı. - The orchardist grafted an apple bud onto the rootstock.

bud
(fiil) tomurcuklanmak, filizlenmek, gelişmeye başlamak, aşılamak
bud
tomurcukla

Çalı tomurcukları sonbahardan beri boyut olarak değişmedi. - The buds on the bush have not changed in size since fall.

Ağaçlar bu yılın başlarında tomurcuklanıyor. - The trees are budding early this year.

bud
tomurcuklandırmak
bud
olgunlaşmamış sey veya kimse
bud
{i} ahbap

Onu izlesen iyi olur, ahbap. - You'd better watch it, buddy.

İngilizce - İngilizce
{i} crony
mate
bud

I like to hang out with my buds on Saturday night.

partner, friend
companion