brisk; vivacious; active; as, a lively youth

listen to the pronunciation of brisk; vivacious; active; as, a lively youth
İngilizce - Türkçe

brisk; vivacious; active; as, a lively youth teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

lively
{s} canlı

Köylülerin çevrede yaptığı tartışma oldukça canlıydı. - The discussion the villagers had on the environment was quite lively.

Bu kasaba canlı değil. - This town isn't lively.

lively
yaşam dolu
lively
{s} parlak
lively
civcivli
lively
deli dolu
lively
(renk) parlak
lively
hayat dolu

O, hayat dolu bir genç adam. - He is a lively young man.

O hayat dolu bir kız. - She is a lively girl.

lively
hareketli

Bugünkü parti gerçekten hareketliydi, değil mi? - Today's party was really lively, wasn't it?

Dün gece hareketli bir partimiz vardı. - We had a lively party last night.

lively
neşeli
lively
{s} enerjik

Benim grubum her zaman enerjik. - My group is always lively.

lively
lively imagination canlı muhayyile
lively
lively hope kuvvetli ümit
lively
hayatla kaynaşan
lively
{s} parlak (renk)
lively
lively time neşeli vakit
lively
geriye seken lively description canlı bir tarif
lively
make things lively for one baş
lively
{s} heyecanlandırıcı
İngilizce - İngilizce
lively
brisk; vivacious; active; as, a lively youth