Yağmurdan sonra güneş daha parlak ışıldar.
- After the rain the sun shines much brighter.
Güneş fırtınadan sonra daha parlak parla.
- The sun shines brighter after the storm.
Yağmurdan sonra güneş daha parlak ışıldar.
- After the rain the sun shines much brighter.
Bu yeni ekran çok daha parlak.
- This new screen is much brighter.
En parlak olanı şu küçük yıldızdır.
- That small star is the brightest.
Senin parlak bir geleceğin var.
- You've got a bright future.
Onun odası aydınlıktı.
- His room was brightly lit.
Tom'un aydınlık bir geleceği var.
- Tom has a bright future.
O, hiçbir şekilde zeki değil.
- He is by no means bright.
Sadece güzel değil, aynı zamanda da zeki.
- She is not only pretty, but also bright.
İşler daha canlı görünüyor.
- Things are looking brighter.
Bu sabah canlı ve parlaksın.
- You are bright and glowy this morning.
O, parlak renkli kuşlar, çiçekler ve yapraklar gördü.
- He saw brightly-colored birds, flowers and leaves.
Çiçekler parlak ve renkliydi.
- The flowers were bright and colourful.
Güneş ışıl ışıl parlıyor.
- The sun is shining brightly.
Ay ışıl ışıl parlıyordu.
- The moon was shining brightly.
Tom senden daha akıllı.
- Tom is brighter than you are.
Tom'un akıllı olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is bright.
Güneş ışığı odayı aydınlatıyor.
- Sunlight brightens the room.
Benim bürom seninkinden önemli ölçüde daha aydınlıktır.
- My office is significantly brighter than yours.
Mutlu, çok parlak ve erken görünüyorsun.
- You look happy, so bright and early.
Dükkanlar, parlak oyuncakları ve yeşil dallarıyla neşeli görünüyor.
- The shops look merry with their bright toys and their green branches.
Güneş parlak bir şekilde parladı.
- The sun shone brightly.
Ateş parlak bir şekilde yandı.
- The fire burned up brightly.
Bahçe çiçekleri ile görkemli.
- The garden is bright with flowers.
Could you please dim the light? It's way too bright.
Definition A person whose world view is free of supernatural and mystical elements. The ethics and actions of a bright are based on a naturalistic world view. (2003, Paul Geisert and Mynga Futrell).
Ah, God, Corley replied, sure I couldn't teach in a school, man. I was never one of your bright ones, he added with a half laugh.