Karanlıkta araba sürmek uçmak gibidir.
- Driving in the dark feels like flying!
Uçmak seyahat etmek için en hızlı yoldur.
- Flying is the quickest way to travel.
Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.
- If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic.
Yakıt maliyetinden dolayı deniz aşırı ülkelere uçuş maliyet arttı.
- The cost of flying overseas has risen with the cost of fuel.
Bir ağacın üzerinde uçan bir kuş gördüm.
- I saw a bird flying over a tree.
Havada uçan bir kuş sürüsü gördüm.
- I saw a flock of birds flying aloft.
Havada uçan bir kuş sürüsü gördüm.
- I saw a flock of birds flying aloft.
Biz Pasifik üzerinde uçuyoruz.
- We are flying over the Pacific.
flying visit.