Dünya Güneş'in etrafını yaklaşık 365 günde dönüyor.
- Die Erde umkreist die Sonne einmal in ungefähr 365 Tagen.
Böyle karanlık bir yerde güneş gözlüklerine neden ihtiyacın var ki?
- Wozu brauchst du denn an so einem dunklen Ort eine Sonnenbrille?
Eskiden sarışın ve yanık tenli olduğuna inanamıyorum.
- I cannot believe you used to be blonde and tanned.
Şu adam çok bronzlaşmış.
- That man is very tanned.
Mary'nin hafifçe bronzlaşmış bir cildi var.
- Mary has a slightly tanned skin.
Eskiden sarışın ve yanık tenli olduğuna inanamıyorum.
- I cannot believe you used to be blonde and tanned.
tanned bodies lying on the beach.
We came with the sun, but left with the rain.
- Wir sind mit dem Regen gegangen, aber mit der Sonne angekommen.
We could see the sunset from the window.
- Wir konnten den Sonnenuntergang vom Fenster aus sehen.