braun von der sonne

listen to the pronunciation of braun von der sonne
Almanca - Türkçe

braun von der sonne teriminin Almanca Türkçe sözlükte anlamı

Sonne
güne
Sonne
güneşlen
Sonne
[die] güneş
Sonne
n {'zonı} e güneş
Sonne
güneş

Bir kedi güneşte yatıyor. - Eine Katze liegt in der Sonne.

Dünya Güneş'in etrafını yaklaşık 365 günde dönüyor. - Die Erde umkreist die Sonne einmal in ungefähr 365 Tagen.

İngilizce - Türkçe

braun von der sonne teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

tanned
yanık tenli

Eskiden sarışın ve yanık tenli olduğuna inanamıyorum. - I cannot believe you used to be blonde and tanned.

tanned
bronzlaşmış

Mary'nin hafifçe bronzlaşmış bir cildi var. - Mary has a slightly tanned skin.

Şu adam çok bronzlaşmış. - That man is very tanned.

tanned
yanık

Eskiden sarışın ve yanık tenli olduğuna inanamıyorum. - I cannot believe you used to be blonde and tanned.

tanned
tabaklanmış
Almanca - İngilizce
tanned
Simple past tense and past participle of tan
finished leather, made using tannic acid (as opposed to abrasion)
Who or that has or have a suntan

tanned bodies lying on the beach.

past of tan
having a darker skin colour because you have been in the sun
(of skin) having a tan color from exposure to the sun; "a young bronzed Apollo"
converted to leather by a tanning agent
Sonne
sun

If you don't want to put on sunscreen, that's your problem. Just don't come complaining to me when you get a sunburn. - Wenn du dich nicht mit Sonnencreme eincremen willst, ist das deine Sache. Aber beschwer' dich später nicht bei mir, wenn du Sonnenbrand hast.

I have to do laundry while it's still sunny. - Ich muss die Wäsche machen, solange die Sonne noch da ist.