Fren çalışmayı durdurdu.
- The brake stopped working.
John ayağını frene koydu ve biz aniden durduk.
- John put his foot on the brake and we stopped suddenly.
Sami fren yapıyordu ama frenler çalışmadı.
- Sami was braking but the brakes didn't work.
Bu araba çarpışmaları önlemek için otomatik olarak fren yapar.
- This car brakes automatically to avoid collisions.
O, zamanında fren yapmadı ve bir ağaca çarptı.
- He didn't brake on time, and ran into a tree.
Frenleri olmayan bir bisiklete binmek yapılacak oldukça aptalca bir şey.
- Riding a bike that doesn't have brakes is a pretty stupid thing to do.
Araba sürmeden önce frenleri kontrol edin ve ayarlayın.
- Check and adjust the brakes before you drive.
Araba sürmeden önce frenleri kontrol edin ve ayarlayın.
- Check and adjust the brakes before you drive.
Frenleri tamir ederlerse, arabayı satın alacağım.
- I will only buy the car if they repair the brakes first.
Cırtlak frenli bir motosikleti kim ister?
- Who will want a motorcycle with screeching brakes?
Vibrations can be caused by brake judder.
And all the people brake off the golden earrings.
The farmer's son brake the flax while mother brakes the bread dough.
A Dog, and yelping runs about.
Cain't no-a high-toned woman make me walk the line.
emergency-brake jerkiness.
parking-brake jerk.
... If I decide to reprogram my brake system and I crash into something, I'm likely to get ...