Ben palavra dinlemekten bıktım.
- I'm tired of listening to your bragging.
Tom yeni arabası hakkında övünmeye başladı.
- Tom started bragging about his new car.
Tom Mary'nin yarışı kazanması hakkındaki övünmelerinden bıkıyordu.
- Tom was getting tired of hearing Mary bragging about winning the race.
Böbürlenmek istemedim.
- I didn't want to brag.
Övünmek için değil ama oldukça yüksek bir IQ'ye sahibim.
- Not to brag, but I have a pretty high IQ.
Övünmek için değil ama ben dün ilk milyon dolarımı kazandım.
- Not to brag, but I just made my first million dollars yesterday.
Ne kadar iyi yemek pişirdiği hakkında övünür.
- She brags about how well she can cook.
Tom Mary'nin yarışı kazanması hakkındaki övünmelerinden bıkıyordu.
- Tom was getting tired of hearing Mary bragging about winning the race.
Böbürlenmek istemedim.
- I didn't want to brag.
Tom yeni telefonuyla böbürlendi.
- Tom bragged about his new phone.
Fransız palavralarına katlanmak zordur.
- It's hard to endure the boastings of the French.
O genellikle övünmez.
- He usually doesn't brag.
Övünmeyi sevmiyorum ama ben oldukça iyi bir klarnetçiyim.
- I don't like to brag, but I'm a pretty good clarinetist.
Worth as much as $900 million, he estimates, the author clearly thinks he has earned bragging rights, and he intends to exercise them.