boyunca

listen to the pronunciation of boyunca
Türkçe - İngilizce
along

I saw her walking along the kerb. - Onun bordür boyunca yürüdüğünü gördüm.

As Jesus passed along the Sea of Galilee, he saw Simon and his brother Andrew casting a net into the lake. - İsa, Galilee Denizi boyunca geçerken, Simon ve kardeşi Andrew'in göle bir ağ attıklarını gördü.

throughout

Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations. - Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.

She cried throughout the night. - Bütün gece boyunca ağladı.

during

Roger worked at any job he could find during the day. - Roger bulabildiği herhangi bir işte gün boyunca çalıştı.

I stayed at my uncle's during the summer. - Ben yaz boyunca amcamın evinde kaldım.

in the course of

In the course of a year my son grew stronger. - Bir yıl boyunca oğlum daha da güçlendi.

In the course of the past year, prices have doubled. - Geçen yıl boyunca, fiyatları ikiye katlandı.

longitudinal
along with
as so long as
(Konuşma Dili) right along
across

The army slowly advanced across the river. - Ordu nehir boyunca yavaşça ilerledi.

He swam across the river. - O, nehir boyunca yüzdü.

by
as long as

I'll never see him again as long as I live. - Hayatım boyunca onunla bir daha görüşmeyeceğim.

1.lengthwise
down

A river runs down through the valley. - Vadi boyunca bir nehir akmaktadır.

Tom walked down the hall alone. - Hol boyunca tek başıma yürüdüm.

throughout, during
during, down, along
over

Kate stays in Izu over the weekend. - Kate hafta sonu boyunca Izu'da kalır.

We camped there over the holiday. - Tatil boyunca orada kamp yaptık.

pending
round

It is very cold here all the year round. - Burası tüm sene boyunca soğuk olur.

The gate is closed all the year round. - Kapı tüm yıl boyunca kapalı.

all along

Dan maintained his innocence all along the lawsuit. - Dan tüm dava boyunca masumiyetini korudu.

There were scribbles all along the wall. - Bütün duvar boyunca karalamalar vardı.

livelong
(Yeni Sözcükler) through

The dog kept barking all through the night. - Köpek bütün gece boyunca havlamayı sürdürdü.

Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations. - Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.

(Adlar, İsimler) throught
over the course
boyunca hareket etmek
go
boyunca gitmek
run along
boyunca gitmek
range
boyunca uzanmak
skirt along
boylu boyunca
from end to end
boylu boyunca
at length
boylu boyunca uzanmak
(Dilbilim) stretch out
boylu boyunca uzanmış
recumbent
boylu boyunca
lengthways
boylu boyunca
lengthwise
boylu boyunca
a) at full length b) from end to end
boylu boyunca
1. at full length. 2. from end to end
boylu boyunca uzanmak
to recline
boylu boyunca yere serilmek
(deyim) measure out one's length
yol boyunca
all the way

The train was so crowded that we were obliged to stand all the way to Osaka. - Tren o kadar kalabalıktı ki Osaka'ya giden bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda bırakıldık.

Tom came all the way from Boston. - Tom yol boyunca Boston'dan geldi.

bütün yıl boyunca
year round
bütün yıl boyunca
(Konuşma Dili) all the year round
bütün yıl boyunca
year-round
eksen boyunca
axial
kıyı boyunca
(Askeri) along shore
sahil boyunca
coastal
tarih boyunca
throughout history

War has produced famine throughout history. - Savaş, tarih boyunca sıkıntı üretti.

yıl boyunca
all the year round
yıl boyunca
year round
kış boyunca
During the winter
anayol boyunca yapılaşma
ribbon development
bütün yaamı boyunca
forthe life
deney boyunca
through an experiment
deniz kıyısı boyunca
along the seashore
gece boyunca
nightlong
gece boyunca
all night
gece boyunca
all night long
gece boyunca eğlenmek
make a night of it
gece boyunca süren
nightlong
gün boyunca
round the clock
gün boyunca
around-the-clock
hafta sonu boyunca
over the weekend
hayat boyunca
forthe life
kordon hattı boyunca
(İnşaat) cordwise
kıyı boyunca
coastwise
kıyı boyunca işleyen ticari gemi
coaster
nehir boyunca
down the river
nehir boyunca kesit
section along the river
sabah boyunca
all morning
sahil boyunca
alongshore
sahil boyunca gitmek
coast
sokak boyunca yürümek
walk-up
tüm gün boyunca
round the clock
yaz boyunca beslemek
summer
yol boyunca
1. throughout the journey; all the way: Yol boyunca durmadan konuştu. He talked incessantly all the way. 2. beside the road, along the road
yol boyunca
down the road
yol boyunca binalar dizisi
ribbon development
yol boyunca binalar dizisi
ribbon building
yol boyunca ilerlemek
roll along
yıl boyunca
throughout the year
çağlar boyunca
down the ages
Türkçe - Türkçe
Boyu veya uzunluğu kadar: "Plaj boyunca hem yürüyor, hem konuşuyorduk."- S. F. Abasıyanık
Sürdüğü zaman kadar, süresince: "Ömrüm boyunca şiirle, edebiyatla, felsefe ile hiç alışverişim olmadı."- H. Taner
Sürdüğü zaman kadar, süresince
Boyu veya uzunluğu kadar
boylu boyunca
Hakkıyla, hak etmiş olarak
boylu boyunca
Boyu uzanabildiği kadar, boyu uzunluğunca
ömür boyunca
Hayatı devam ettiği süre içinde, sağ olduğu sürece
boyunca