Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

box office take, in millions, prior to first friday of wide release

listen to the pronunciation of box office take, in millions, prior to first friday of wide release
İngilizce - Türkçe

box office take, in millions, prior to first friday of wide release teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

pre
önek önce, ön
pre
ön

Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almalıyız. - We have to take steps to prevent air pollution.

Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur. - It would be to your advantage to prepare questions in advance.

pre-
önce

Senin vergi öncesi gelirin nedir? - What's your pre-tax income?

O önceden kesilmiş domuz filetosu aldı. - He bought the pre-cut pork loin.

pre-
(önek) ön
pre-
önceden

O önceden kesilmiş domuz filetosu aldı. - He bought the pre-cut pork loin.

pre-
erken
pre-
ilk
pre
(Askeri) POSITIONED WAR RESERVE MATERIAL REQUIREMENT, PROTECTABLE: KORUNABİLİR (MUHAFAZA EDİLEBİLİR), ÖNCEDEN İDHAR EDİLMİŞ HARP YEDEĞİ MALZEME GEREKSİNİMİ: Önceden idhar edilmiş harp yedeği malzeme gereksiniminin tedarik, fon ve envanter yönetimi amaçlarıyla korunan, muhafaza edilen kısmı
pre
önce

O iki gün önceden vardı. - He arrived two days previously.

Boynun bir önceki yılda kalınlaştı mı? - Has your neck thickened during the previous year?

pre
evvel
pre
öncesi

Tom Mary'nin evlilik öncesi anlaşmayı imzalamasını istedi. - Tom wanted Mary to sign a prenuptial agreement.

Tarih öncesi heykelcilik çok farklı şekillerde yorumlanmış. - Prehistoric figurines have been interpreted in many different ways.

pre
önceden

O iki gün önceden vardı. - He arrived two days previously.

Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi.. - My water broke on the evening of the predicted birth date.

pre
önceki

Ben önceki gün bir kamera kaybettim. - I had lost a camera in the previous day.

Onunla önceki gün tanıştım. - I met him on the previous day.

pre
pref. önce
pre
ön-
İngilizce - İngilizce
pre-
pre
box office take, in millions, prior to first friday of wide release