There was a bowling trophy on the shelf above Tom's desk.
- Tom'un masasının üstündeki rafta bir bovling kupası vardı.
I think Tom might want to go bowling with us.
- Tom'un bizimle bovlinge gitmek isteyebileceğini düşünüyorum.
There's a swimming pool and a bowling alley.
- Bir yüzme havuzu ve bir bovling pisti var.