Evde kalmak sıkıcıdır.
- Staying at home is boring.
Hasta olmak çok sıkıcı.
- Being sick is very boring.
Tom can sıkıcıydı, ancak Mary değildi.
- Tom was boring, but Mary wasn't.
Tom can sıkıcıydı, ancak Mary değildi.
- Tom was boring, but Mary wasn't.
O bıktırıcı ve sıkıcıydı.
- It was tedious and boring.
Zaten bildiğin şeyleri tekrarlayarak seni sıkmak istemiyorum.
- I don't want to bore you by repeating things you already know.
Canınızı sıkmak istemiyorum.
- I don't want to bore you.
Canını sıkmak istemiyorum.
- I don't want to bore you.
Tüm öğleden sonra video oyunlarından sıkılmadın mı?
- Do you not get bored of videogames all afternoon?
Mary oyundan sıkılmış gibi görünüyor.
- Mary seems to be bored with the game.
Can sıkıntısı onun en kötü düşmanı.
- Boredom is his worst enemy.
Can sıkıntısı en lüks şeylerden biridir.
- Boredom is one of the most luxurious things.
It is common in urban areas that a great many borings exist from prior construction work.