Tom owed me a lot of money.
- Tom bana çok para borçlandı.
I got the money Tom owed us.
- Tom'un bize borçlandığı parayı aldım.
Tom owed me a lot of money.
- Tom bana çok para borçlandı.
The government owed millions of dollars.
- Hükümet milyonlarca dolar borçlandı.
He had to pay his own debts.
- O, kendi borçlarını ödemek zorunda kaldı.
Tom didn't want anyone to know that he was deeply in debt.
- Tom son derece borçlu olduğunu kimsenin bilmesini istemiyordu.
I think it's a bad idea to loan Tom money.
- Sanırım Tom'a borç para vermek kötü bir fikir.
Tom asked Mary for a loan.
- Tom Mary'den borç para istedi.
He had to pay his own debts.
- O, kendi borçlarını ödemek zorunda kaldı.
He applied the money to the payment of debts.
- O, borçların ödenmesi için paraya başvurdu.
Cross off the names of the people who have paid their dues.
- Borçlarını ödemiş olan insanların isimlerini listeden silin.
Her ability to amass a fortune is due to luck and hard work.
- Biriktirdiği serveti şansına ve çok çalışmasına borçlu.
His debts amount to 100,000 yen.
- Onun borçları 100,000 yene ulaştı.
His debts amount to $2,000.
- Onun borçları 2,000 dolara varmaktadır.
Our family budget is in the red.
- Bizim aile bütçesi borçludur.
The future of our company is at stake. We have been heavily in the red for the last couple of years.
- Şirketimizin geleceği tehlikede. Son birkaç yıldır aşırı derecede borçluyuz.