I sit in front of a computer screen all day, so I get pretty heavily bombarded by electro-magnetic waves.
- Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.
A time bomb went off in the airport killing thirteen people.
- Havaalanında saatli bir bomba patladı, on üç kişi öldü.
The British shelling stopped at seven o'clock.
- İngiliz bombardımanı saat yedide durdu.
The Union army shelled the city.
- Birlik ordusu şehri bombaladı.
The bomb blew Tom's house to smithereens. Fortunately, he wasn't at home at the time.
- Bomba Tom'un evini parçalara ayırdı. İyiki, o anda evde değildi.
They planted bombs outside our homes.
- Onlar evlerimizin dışına bomba yerleştirdiler.
She dropped a bombshell on him.
- O onun üstüne bir bomba düşürdü.
Tom dropped a bombshell.
- Tom bombayı patlattı.