Böbürlenmek istemedim.
- I didn't want to brag.
Övünmek için değil ama ben oldukça zekiyim.
- Not to brag, but I'm pretty smart.
Övünmek için değil ama ben dün ilk milyon dolarımı kazandım.
- Not to brag, but I just made my first million dollars yesterday.
Tom kesinlikle çok övünür.
- Tom certainly brags a lot.
Ne kadar iyi yemek pişirdiği hakkında övünür.
- She brags about how well she can cook.
Böbürlenmek istemedim.
- I didn't want to brag.
Tom yeni telefonuyla böbürlendi.
- Tom bragged about his new phone.
O genellikle övünmez.
- He usually doesn't brag.
Övünmeyi sevmiyorum ama ben oldukça iyi bir klarnetçiyim.
- I don't like to brag, but I'm a pretty good clarinetist.