John tried in vain to solve the problem.
- John sorunu çözmek için boşuna uğraştı.
I tried to keep in with her in vain.
- Ben onunla boşuna dost kalmaya çalıştım.
I got this book for nothing.
- Ben bu kitabı boşuna aldım.
I got the pears for nothing.
- Ben armutları boşuna aldım.
Nature does nothing uselessly.
- Doğa hiçbir şeyi boşuna yapmaz.
I have tried to overcome my shyness, but to no avail.
- Utangaçlığımı atlatmaya çalıştım, ama boşuna.
We have discussed the problem several times but to no avail.
- Biz sorunu birkaç kez tartıştık ama boşuna.
Dick tried in vain to solve that problem.
- Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.
John tried in vain to solve the problem.
- John sorunu çözmek için boşuna uğraştı.
I got the pears for nothing.
- Ben armutları boşuna aldım.
I got this book for nothing.
- Ben bu kitabı boşuna aldım.
We have discussed the problem several times but to no avail.
- Biz sorunu birkaç kez tartıştık ama boşuna.
He attempted to climb the fence to no avail.
- O boşuna çite tırmanmaya kalkıştı.