boşuna

listen to the pronunciation of boşuna
Türkçe - İngilizce
in vain

John tried in vain to solve the problem. - John sorunu çözmek için boşuna uğraştı.

I tried to keep in with her in vain. - Ben onunla boşuna dost kalmaya çalıştım.

no go
vainly
frantic
needless
no good
for nothing

I got this book for nothing. - Ben bu kitabı boşuna aldım.

I got the pears for nothing. - Ben armutları boşuna aldım.

in vain, for nothing
no dice
unavailing
in vain, uselessly
otiose
useless

Nature does nothing uselessly. - Doğa hiçbir şeyi boşuna yapmaz.

gainless
to no end
unnecessarily
empty
to no avail

I have tried to overcome my shyness, but to no avail. - Utangaçlığımı atlatmaya çalıştım, ama boşuna.

We have discussed the problem several times but to no avail. - Biz sorunu birkaç kez tartıştık ama boşuna.

of no avail
futile
vain

Dick tried in vain to solve that problem. - Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.

John tried in vain to solve the problem. - John sorunu çözmek için boşuna uğraştı.

no end
fondly
hopeless
sisyphean
avail to
to avail
nothing for
nothing

I got the pears for nothing. - Ben armutları boşuna aldım.

I got this book for nothing. - Ben bu kitabı boşuna aldım.

avail

We have discussed the problem several times but to no avail. - Biz sorunu birkaç kez tartıştık ama boşuna.

He attempted to climb the fence to no avail. - O boşuna çite tırmanmaya kalkıştı.

fallacious
boşuna didinmiş
frustrated
boşuna çabalamak
flounder
boşuna olarak
In vain
boşuna umutlandıran
tantalizing
boşuna uğraşma
futile effort
boşuna değil
not for nothing
boşuna harcamak
to waste
boşuna nefes tüketmek
to waste one's breath
boşuna oluş
futility
boşuna patırtı
much ado about nothing
boşuna uğraş
Sisyphean task
boşuna uğraş
Sisyphean labor
boşuna uğraşmak
run in circles
boşuna uğraşmak
talk in circles
boşuna uğraşmak
beat the air
boşuna uğraşmak
bay the moon
boşuna uğraşmak
to beat the air
boşuna çırpınmak
run one's head against a wall
boşuna çırpınmak
bang one's head against a wall
boşuna ümit verme
tantalization
boşu boşuna
unnecessarily
boşu boşuna
for nothing
boşu boşuna
uselessly, in vain
boşu boşuna
uselessly
Türkçe - Türkçe
Boş yere, yararsız yere, gereksiz, beyhude, nafile, tevekkeli: "Kızı boşuna sinirlendirmişsin."- M. Ş. Esendal
Boş yere, yararsız yere, gereksiz, beyhude, nafile, tevekkeli
tatavıya
boş yere
beyhude
abesen
boşu boşuna
Gereksiz yere, boşuna
boşuna