boş zamanlarında

listen to the pronunciation of boş zamanlarında
Türkçe - İngilizce
at one's leisure
during one's spare time
boş zaman
{i} leisure

He has no leisure for sport. - Onun spor için boş zamanı yok.

You can do it at your leisure. - Onu boş zamanınızda yapabilirsiniz.

boş zaman
spare time

What do you do in your spare time? - Boş zamanında ne yaparsın?

I translate sentences on Tatoeba in my spare time. - Boş zamanımda Tatoeba'da cümle çeviririm.

boş zaman
idle time
boş zaman
free time

Generally speaking, college students have more free time than high school students. - Genellikle üniversite öğrencilerinin lise öğrencilerine göre daha fazla boş zamanı vardır.

Tom decided to wait until Mary had some free time. - Tom Mary'nin biraz boş zamanı oluncaya kadar beklemeye karar verdi.

boş zaman
freetime
boş zaman
spare hours
boş zaman
leisure time

She doesn't seem to know what to do with her leisure time. - O, boş zamanında ne yapacağını biliyor gibi görünmüyor.

In her leisure time, she enjoys swimming and tennis. - Onun boş zamanlarında, o yüzme ve tenisin tadını çıkarır.

boş zaman
a) spare time b) idle time
Türkçe - Türkçe

boş zamanlarında teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Boş zaman
(Osmanlı Dönemi) VAKT
boş zaman
Çalışarak geçirilen saatler dışında kalan süre