I translate sentences on Tatoeba in my spare time.
- Boş zamanımda Tatoeba'da cümle çeviririm.
Yuriko arranges flowers in her spare time.
- Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.
I often spend my leisure time listening to the radio.
- Boş zamanımı çoğunlukla radyo dinleyerek geçiririm.
I go hunting in my leisure time.
- Ben boş zamanımda avlanmaya giderim.
I hunt elk in my leisure-time.
- Boş zamanımda Kanada geyiği avlarım.
I often spend my leisure time listening to the radio.
- Boş zamanımı çoğunlukla radyo dinleyerek geçiririm.
What does Tom do in his free time?
- Tom boş zamanında ne yapar?
Generally speaking, college students have more free time than high school students.
- Genellikle üniversite öğrencilerinin lise öğrencilerine göre daha fazla boş zamanı vardır.