Tom started to choke.
- Tom boğulmaya başladı.
The boy narrowly escaped drowning.
- Çocuk kıl payı boğulmaktan kurtuldu.
He rescued a boy from drowning.
- Bir çocuğu boğulmaktan kurtardı.
The cause of death was strangulation.
- Ölüm nedeni boğulmaydı.
Sami died of strangulation.
- Sami boğulma nedeniyle öldü.
I don't know what's worse: being dismembered or suffocated.
- Hangisi daha kötü bilmiyorum: parçalara ayrılmak veya boğulmak.
The child came near being drowned.
- Çocuk boğulmak üzereydi.
It was a close call when the little girl almost drowned in the lake.
- Küçük kız gölde boğulmaktan neredeyse kıl payı kurtuldu.
Tom was saved from drowning.
- Tom boğulmaktan kurtarıldı.
The child came near being drowned.
- Çocuk boğulmak üzereydi.
We know that Tom was strangled.
- Biz Tom'un boğularak öldürüldüğünü biliyoruz.
The postmortem showed that she had been strangled.
- Otopsi onun boğarak öldürüldüğünü gösterdi.
If I slap you, the whole city will suffocate from face powder.
- Sana tokat atsam bütün şehir makyaj pudrasından boğulacak.
Many of the victims either burnt to death or suffocated.
- Kurbanların çoğu ya yanarak ya da boğularak öldü.
Sami started strangling Layla.
- Sami, Leyla'yı boğmaya başladı.
I didn't strangle Tom.
- Tom'u boğarak öldürmedim.
I'd like to strangle him.
- Onu boğarak öldürmek istiyorum.
Tom is choking to death.
- Tom boğularak ölüyor.
Tom grabbed Mary by the throat and started choking her.
- Tom Mary'yi boğazından yakaladı ve onu boğmaya başladı.
She was choked with tears and was unable to speak.
- Gözyaşlarına boğulmuş ve konuşamamıştı.
Dan nearly choked Linda to death.
- Dan neredeyse Linda'yı ölümüne boğdu.