Saçınız dökülmeye başlayacaktır.
- Your hair will start to fall out.
Sonbaharda Paris'e gidiyorum.
- I'm going to Paris in the fall.
İlkbaharı sonbahara tercih ederim.
- I prefer spring to fall.
O, bir düşmede yaralandı.
- She was injured in a fall.
İpi sıkıca tuttum böylece düşmedim.
- I held on to the rope tightly so I wouldn't fall.
Bay Jones ders esnasında uyuduğum için beni azarladı.
- Mr. Jones reprimanded me for falling asleep during class.
Anadili olarak konuşan kişi sayısı 10'dan aza düştüğünde bir dil ölü olarak kabul edilir.
- A language is considered dead when the number of native speakers falls to less than 10.
He set up his rival to take the fall.