Tom, Mary'nin ona şantaj yaptığını söyledi.
- Tom said Mary was blackmailing him.
Birisi bana şantaj yapıyor.
- Somebody is blackmailing me.
Leyla, Sami'ye şantaj yapmakla suçlandı.
- Layla was charged of blackmailing Sami.
Tom Mary tarafından şantaj ediliyor.
- Tom is being blackmailed by Mary.
Mary Tom'a şantaj yapıyor.
- Mary is blackmailing Tom.
Mary Tom'a şantaj yapıyor.
- Mary is blackmailing Tom.
Tom bana şantaj yapıyor.
- Tom is blackmailing me.
to extort money by threats, as of injury to one's reputation.