We can't let these greedy bastards take what is ours.
- Bu açgözlü piçlerin bizimkileri almalarına izin veremeyiz.
Their apples aren't as good as ours.
- Onların elmaları bizimkiler kadar iyi değil.
We agreed among ourselves.
- Biz kendi aramızda anlaştık.
We really enjoyed ourselves.
- Biz gerçekten eğlendik.
Your team is stronger than ours.
- Senin takım bizimkinden daha güçlü.
Their car overtook ours.
- Onların arabası bizimkini solladı.
We produce palm wine.
- Biz palmiye şarabı üretiyoruz.
This product brought us a large margin.
- Bu ürün bize büyük bir kar getirdi.