bitirme

listen to the pronunciation of bitirme
Türkçe - İngilizce
(Hukuk) completion
finishing

Finishing the report by 2:30 shouldn't be too difficult. - Raporu 2.30'a kadar bitirmek çok zor olmamalı.

We succeeded in finishing the project. - Projeyi bitirmeyi başardık.

exterminating
conclude

I have to conclude this deal within a week. - Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.

depletion
finish

He was determined to finish the work at any cost. - O, ne pahasına olursa olsun işi bitirmeye kararlıydı.

I must finish it before I go out. - Dışarı çıkmadan önce onu bitirmeliyim.

exhaustion
graduation
closure
ending

The European Union is set up with the aim of ending the frequent and bloody wars between neighbours, which culminated in the Second World War. - Avrupa Birliği, ikinci dünya savaşı ile sonuçlanan sık ve kanlı komşu devletler arasındaki savaşları bitirme amacıyla kuruldu.

The ending wasn't a surprise. - Bitirme bir sürpriz değildi.

consumption
termination
perfection
bitirmek
{f} end

The referee blew his whistle to end the match. - Hakem maçı bitirmek için düdüğünü çaldı.

I'd like this fight to end. - Bu kavgayı bitirmek istiyorum.

bitirme araştırması
thesis
bitirme belgesi
certificate
bitirme tarihi
(Bilgisayar) date finished
bitirme tezi
thesis
bitirme tezi
(Eğitim) dissertation
bitirme ödevi
thesis
bitirme belgesi
school leaving certificate
bitirme belgesi certificate
(showing the completion of a course)
bitirme eylemi gram
perfect verb form
bitirme gereci
finishing material
bitirme haddesi
finishing roll
bitirme işlemi
(İnşaat) finishing treatment
bitirme işleri giderleri
termination expenses
bitirme marangozluk işleri
(Marangozluk) finishing carpentry
bitirme sınavı
at Oxford University and other universities
bitirme sınavı
study of Classics
bitirme sınavı
Literae Humaniores
bitirme sınavı
(Dilbilim) exit test
bitirme sınavı
Greats
bitirme verniği
(İnşaat) finishing varnish
bitirmek
{f} close
bitirmek
carry out
bitirmek
{f} deplete
bitirmek
drink
bitirmek
{f} consume
bitirmek
round up
bitirmek
break up

If I understood you right you want to break up with me! - Eğer seni doğru anladıysam benimle ilişkiyi bitirmek istiyorsun!

It was a mistake to break up with you. - Seninle ilişkiyi bitirmek bir hataydı.

bitirmek
round out
bitirmek
extinguish
bitirmek
{f} conclude

I have to conclude this deal within a week. - Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.

bitirmek
wind up
bitirmek
{f} graduate

Mom’s goal was to graduate college but dad’s goal was mom. - Annemin amacı üniversiteyi bitirmekti ama babamın amacı annemdi.

I had no idea you were planning to go to graduate school. - Okulu bitirmek için gitmeyi planladığına dair hiçbir fikrim yoktu.

bitirmek
wrap

We want to wrap it up tomorrow. - Onu yarın bitirmek istiyoruz.

bitirmek
put through
bitir
(Bilgisayar) end

I suggested that we bring the meeting to an end. - Toplantıyı bitirmemizi önerdim.

The referee blew his whistle to end the match. - Hakem maçı bitirmek için düdüğünü çaldı.

bitir
(Bilgisayar) end after
bitir
(Bilgisayar) break

Mary wanted to finish making breakfast before Tom woke up. - Mary Tom uyanmadan önce kahvaltı hazırlamayı bitirmek istedi.

Are you through with your breakfast? - Sabah kahvaltını bitirdin mi?

bitirmek
have done with
bitirmek
close up
bitirmek
work off
bitirmek
finish up
bitirmek
kill
bitirmek
be through
bitirmek
shipwreck
bitirmek
put a stop to
bitirmek
(Politika, Siyaset) use up
bitirmek
drain
bitirmek
polish off
bitirmek
snuff out
bitirmek
put an end to
bitirmek
end up
bitirmek
pack up
bitirmek
tie
bitirmek
finish off
bitirmek
(Dilbilim) wrap up
bitirmek
swallow up
bitirmek
wind
bitirmek
point
bitirmek
cover
bitirmek
play out
bitirmek
accomplish
bitirmek
wash
bitirmek
run out of
bitirmek
expend
bitirmek
top off
bitirmek
fetch up
bitirmek
consummate
bitirmek
break up with

It was a mistake to break up with you. - Seninle ilişkiyi bitirmek bir hataydı.

If I understood you right you want to break up with me! - Eğer seni doğru anladıysam benimle ilişkiyi bitirmek istiyorsun!

bitirmek
break off
bitirmek
exhaust
bitirmek
get through something
bitirmek
(deyim) bring the curtain down
bitirmek
round
bitirmek
the close of the day
bitirmek
round off
bitirmek
transact
bitirmek
fulfill
bitirmek
clean

I have to finish cleaning it up. - Onu temizlemeyi bitirmek zorundayım.

Tom wanted to finish cleaning the house before Mary got home. - Tom Mary eve gelmeden önce evi temizlemeyi bitirmek istiyordu.

bitirmek
end off
bitirmek
termine
bitirmek
do
bitirmek
follow through
bitir
end up

How did you end up living in Tom's basement? - Tom'un bodrumunda yaşamayı nasıl bitirdin?

I never thought we'd end up like this. - Sonunda böyle bitireceğimizi asla düşünmedim.

bitir
pack up
bitir
top off
bitir
used up
bitir
use up
bitir
carry through
bitir
conclude

That concludes our business. - O, işimizi bitiriyor.

I have to conclude this deal within a week. - Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.

bitir
{f} finish

Tom will finish serving his sentence next month. - Tom gelecek ay cezasını çekmeyi bitirecek.

Ann has just finished writing her report. - Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.

bitir
carry out
bitirmek
finish up with sth
bitirmek
heal
bitirmek
finish

It is utterly impossible to finish the work within a month. - Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.

Tom is estimating how much money he'll need to finish the house. - Tom evi bitirmek için ne kadar çok paraya ihtiyacı olacağını hesaplıyor.

bitirmek
do away with
bitirmek
spend
bitirmek
see out
bitirmek
complete
bitirmek
terminate
bitirmek
arrest
bitirmek
wash out
bitirmek
Scotch
bitirmek
get sth over
bitirmek
finalize
bitir
finished

I've finished typing the report. - Raporu yazmayı bitirdim.

Ann has just finished writing her report. - Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.

bitir
carry#out
bitir
carry#through
bitirmek
get through with
okulu bitirme
school graduation
bitir
transact

Sami finished the transaction and left. - Sami işlemi bitirdi ve ayrıldı.

bitir
usedup
bitir
useup
bitirmek
sign off
bitirmek
to kill, finish (someone), do (someone) in
bitirmek
bring to completion
bitirmek
cease
bitirmek
run out
bitirmek
to please (someone) greatly, wow
bitirmek
to wreck (someone's) health, make a wreck of
bitirmek
make an end of
bitirmek
carry through
bitirmek
bring to an end
bitirmek
to finish, to end, to conclude; to break sth up, to break sth off; to get through, to consume, to use up; to complete, to accomplish, to get through; to exhaust, to kill, to tire out
bitirmek
call it off

Bu işi bitirmeni (sonlandırmanı) istiyorum. - I want you to call it off.

bitirmek
to tire (someone, an animal) out, wear (someone, an animal) out, do (someone, an animal) in
bitirmek
leave off
bitirmek
clear off
bitirmek
quit , end
bitirmek
clean up
bitirmek
to finish, complete, end, terminate
bitirmek
wrap it up
bitirmek
break

Tom doesn't want to break up with Mary. - Tom Mary ile ilişkiyi bitirmek istemiyor.

It's a hard habit to break. - Bu bitirmek için zor bir alışkanlık.

bitirmek
finish off/up
bitirmek
fulfil
bitirmek
get through
erken bitirme günü
earl finish time
kısmen bitirme
partial performance
lise bitirme sınavı
A level
yüzey bitirme
surface finishing
Türkçe - Türkçe
Bitirmek işi, itmam, mezuniyet
ikmal
mezuniyet
bitirme fiili
Etmiş biçimindeki sıfat-fiille ve olmak yardımcısıyla yapılan ve fiilin, yardımcı fiilin işaret ettiği zamandan önce olup bittiğini anlatan birleşik fiil
Bitirmek
ikmal etmek
Bitirmek
(Osmanlı Dönemi) RA'RAA
Bitirmek
(Osmanlı Dönemi) TEBTİT
Bitirmek
tamamlamak
bitirmek
Onulmaz duruma getirmek, mahvetmek: "Yetişir koştuğum aşkın peşi sıra / Bitirdi beni bu içki, bu kumar."- C. S. Tarancı
bitirmek
Onulmaz duruma getirmek, mahvetmek
bitirmek
Güçsüz düşürmek, bitkin duruma getirmek, yormak
bitirmek
Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak: "Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım."- P. Safa
bitirmek
Güçsüz düşürmek, bitkin duruma getirmek, yormak: "Onu en çok bitiren Filistin, Irak cepheleri oldu."- A. Gündüz
bitirmek
Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak
bitirmek
mezun olmak
bitirme