A good beginning makes a good ending.
- İyi bir başlangıç iyi bir bitiş yapar.
I don't like how the series is ending.
- Dizinin bitiş şeklini beğenmiyorum.
Tom looked hot and tired as he crossed the finish line.
- Tom bitiş çizgisini geçerken sıcak ve yorgun görünüyordu.
There Akai joins them and it becomes a free-for-all in front of the finish line.
- Orada Akai onlara katılır ve bu bitiş çizgisinin önünde herkese açık bir yarışma olur.
Tom lived next door to us until three months ago.
- Tom üç ay öncesine kadar bize bitişikte yaşadı.
His death marks the end of a chapter in our history.
- Onun ölümü tarihimizde bir dönemin bitişini gösterir.
The ending is much more interesting.
- Bitişi çok daha ilginçtir.
Sitting at the adjoining table was a German-speaking couple.
- Bitişik masada oturan, Almanca konuşan bir çiftti.
Tom looked into the adjoining bedroom.
- Tom, bitişik yatak odasına baktı.