bire

listen to the pronunciation of bire
Kürtçe - Türkçe

bire teriminin Kürtçe Türkçe sözlükte anlamı

bîre
bira
Türkçe - Türkçe

bire teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

BİRE'SİHİ
(Osmanlı Dönemi) Kendi başına, bizzat
bire bir
Verilen ölçüdeki karşılık, miktar
bire bir eşleme
İki kümenin elemanları arasında, bir elemana karşı, bir eleman alınarak yapılan eşleme
ha bire
Durmadan, ara vermeden, arka arkaya, sürekli olarak
İngilizce - İngilizce

bire teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

ha bire
Continuously, uninterruptedly
Türkçe - İngilizce

bire teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

bire bir
one-to-one
bire bir
teteatete
bire bir eşleştirme
(Bilgisayar) 1-to-1
bire karşı on
ten to one
bire çok
(Bilgisayar) one to many
bire bir alıntı
one-to-one citationone-on-one citation
bire karşı bir
a one-to-face
bire beş var
It is five minutes to one
bire beş vermek
to yield five times the seed, yield fivefold
bire bin katan kimse
exaggerator
bire bin katmak
to exaggerate, make much of a trifle
bire bin katmak
make a mountain of a molehill
bire bin katmak
pile on the agony
bire bin katmak
(deyim) talk in telephone numbers
bire bir alıntı
exact citation
bire bir alıntı
exact quotation
bire bir benzemek
bear a striking resemblance to
bire bir gönderme
one-to-one relation
bire bir işlev
(Bilgisayar) one-to-one function
bire bir çevirici
one-to-one translator
bire bir örten işlev
(Bilgisayar) one-to-one and onto mapping
bire sıfır oranı
one-to-zero ratio
bire tümler
(Bilgisayar) one's complement
bire çeyrek var
It is a quarter to one
birden bire
immediate
birden bire
out of blue
birden bire durmak (makine)
die
birden bire
suddenly

Tom suddenly became very busy. - Tom birden bire çok meşgul oldu.

I suddenly realized what was happening. - Birden bire ne olduğunu fark ettim.

birden bire belirmek
pop-out
bire bir ilişki
one-to-one relation
Bire bir
one for one
Bire bir
one-on-one

The coach had a one-on-one discussion with each player to evaluate his performance on the field. - Koç'un onun saha performansını değerlendirmek için her oyuncuyla bire bir görüşmesi vardı.

I'd like to have a one-on-one session with the president to discuss our strategy going forward. - İleriye giden stratejimizi tartışmak için başkanla bire bir oturum yapmak istiyorum.

Bire bir
one to one
ha bire
without ever stopping, all the time
ha bire
continuously, uninterruptedly
ha bire konuşmak
to rattle on/away
taban-eksi-bire tamamlayıcı
radix-minus-one complement