Tom burst out laughing.
- Tom birden gülmeye başladı.
Tom suddenly burst out laughing.
- Tom birden kahkahayı patlattı.
I printed the report on formfeed paper then burst the sheets.
Like hungry dogs who have sniffed their meat, the mob bursts in, trampling down the women who sought to bar the entrance with their bodies.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
This is a good book, but that one is better.
- Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
I don't have a single enemy.
- Benim tek bir düşmanım yok.
Did God really create the earth in a single day?
- Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?
I'll buy you a drink.
- Sana bir içecek ısmarlayacağım.
He began his meal by drinking half a glass of ale.
- Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
We rented an apartment when we lived in New York.
- New York'ta yaşarken bir apartman dairesi kiraladık.
It isn't a real apartment.
- O, gerçek bir daire değildir.
You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
- Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
Carbon monoxide is a poisonous substance formed by the incomplete combustion of carbon compounds.
- Karbon monoksit karbon bileşiklerinin tam yanmamasından oluşan zehirli bir maddedir.
One lump of sugar, please.
- Bir küp şeker, lütfen.
Please put a lump of sugar in my coffee.
- Kahveme bir küp şeker koyun lütfen.
Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
- Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
Two heads are better than one.
- Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
They erected a statue in memory of Gandhi.
- Onlar Gandhi'nin anısına bir heykel diktiler.
Don't lend money to someone who can't have a morning erection.
- Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.
Washington is the capital of the United States.
- Washington, Amerika Birleşik Devletleri'nin başkentidir.
Which language is spoken in the United States of America?
- Amerika Birleşik Devletleri'nde hangi dil konuşuluyor?
The main idea in his speech was unity.
- Konuşmasındaki ana fikir birlikti.
Many Eastern religions teach that there is a unity behind the diversity of phenomena.
- Birçok Doğu dinleri olayların çeşitliliği arkasında bir birlik olduğunu öğretir.
You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
- Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
I saw her somewhere two years ago.
- Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.
Tom gave Mary an engagement ring.
- Tom Mary'ye bir nişan yüzüğü verdi.
Tom bought an engagement ring for Mary with money he inherited from his grandfather.
- Tom büyükbabasından miras kalan parayla Mary için bir nişan yüzüğü aldı.
He walked at a quick pace.
- O büyük bir hızla yürüdü.
This is a nice change of pace.
- Bu hoş bir değişiklik.
I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
I've brought you a little something.
- Sana küçük bir şey getirdim.
In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
- Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
They began with a strong attack against the enemy.
- Düşmana karşı şiddetli bir taarruza geçtiler.
Have you ever squashed a tomato?
- Hiç bir domates ezdin mi?
Have you ever squashed a fly with your hand?
- Sen hiç elinle bir sinek ezdin mi?