bir yer

listen to the pronunciation of bir yer
Türkçe - İngilizce
anywhere

Tom says he thinks he could live anywhere. - Tom herhangi bir yerde yaşayabileceğini sandığını söylüyor.

Is there a telephone anywhere? - Herhangi bir yerde bir telefon var mı?

somewhere

He lives somewhere about here. - O, burada bir yerde yaşıyor.

I thought we were going to go somewhere. - Bir yere gideceğimizi düşünmüştüm.

nowhere

We're getting nowhere with these problems. - Bu sorunlarla bir yere varamıyoruz.

Tom said he had nowhere to go. - Tom gidecek bir yeri olmadığını söyledi.

bir yer imine yeni metin ata
(Bilgisayar) assign new text to a bookmark
orakla bir defada biçilen yer
swath
(bir yer)den
from
Allahı çok, insanı az bir yer
a deserted place
bataklıkta sabit bir yer
hag
başını sokacak bir yer
a roof over one's head
bir madde ile dolu yer
plenum
bir şirketin veya firmanın merkezinin yer değiştirmesi
(Hukuk) transfer of the seat of a company or firm
gidecek güzel bir yer bulalım mı
Shall we find a nice place to go
ne kadar güzel bir yer
What a nice place
orakla bir defada biçilen yer
swathe
papaz bir kere pilav yer
(deyim) christmas come but once a year
yemek yiyecek güzel bir yer tavsiye edebilir misiniz
Can you recommend a good place to eat
yolsuzluk (bir yer vb)
pathlessness
çok pahalı olmayan bir yer
Some place not too expensive
Türkçe - Türkçe