bir tek

listen to the pronunciation of bir tek
Türkçe - İngilizce
only

A unicycle has only one wheel. - Tek tekerlekli bir bisikletin sadece bir tekeri vardır.

Only those who believe in the future believe in the present. - Bir tek geleceğe şu inananlar, o ana inanır.

nothing else
solely
solitarily
nothing but
one and only
uni
{s} solitary
bir tek olay için bulunmuş sözcük
nonce word
bir tek yön bilet lütfen
a one-way ticket please
bir hizmet sürecinin tümünün tek bir müessese tarafınca üstlenilmesi
(Hukuk) one stop shop
tek bir
single

Did God really create the earth in a single day? - Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?

She left without saying even a single word. - Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.

tek bir kelime etmemek
to clam up
tek bir konuyu inceleyen yazı
monograph
tek bir çerçeveye almak
(Hukuk) comprise within a single framework
tek bir ürün ticareti
one line business
tek kapılı bir araba kiralamak istiyorum
I'd like to rent a two door car
tek kişilik bir oda
single room

Would you like a single room? - Tek kişilik bir oda ister misin?

I'd like a single room. - Tek kişilik bir oda istiyorum.

Türkçe - Türkçe
vahit