bir tek

listen to the pronunciation of bir tek
Türkçe - İngilizce
only

A unicycle has only one wheel. - Tek tekerlekli bir bisikletin sadece bir tekeri vardır.

Everyone has a house to go to, a home where they can find shelter. My house is the desert, my home the barren heath. The north wind is my fire, the rain my only bath. - Herkesin gidebileceği bir evi, sığınabileceği bir yuvası var. Benim evim çöllerdir, yurdum çorak topraklar. Kuzey rüzgarı ışığım, yağmurda bir tek paklanırım.

nothing else
solely
solitarily
nothing but
one and only
uni
{s} solitary
bir tek olay için bulunmuş sözcük
nonce word
bir tek yön bilet lütfen
a one-way ticket please
bir hizmet sürecinin tümünün tek bir müessese tarafınca üstlenilmesi
(Hukuk) one stop shop
tek bir
single

She left without saying even a single word. - Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.

Get both a phone and internet access in a single package! - Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!

tek bir kelime etmemek
to clam up
tek bir konuyu inceleyen yazı
monograph
tek bir çerçeveye almak
(Hukuk) comprise within a single framework
tek bir ürün ticareti
one line business
tek kapılı bir araba kiralamak istiyorum
I'd like to rent a two door car
tek kişilik bir oda
single room

Would you like a single room? - Tek kişilik bir oda ister misin?

I want a single room. - Tek kişilik bir oda istiyorum.

Türkçe - Türkçe
vahit