bir sefer

listen to the pronunciation of bir sefer
Türkçe - İngilizce
one time

The clinic allowed only two visitors per patient at any one time. - Klinik, bir seferde hasta başına iki ziyaretçiye izin verdi.

How many books can I take out at one time? - Ben dışarıya bir seferde kaç tane kitap alabilirim?

on one occasion; "once I ran into her"
{i} once, single occurrence
bir dahaki sefer
next time

You should plan to come with us the next time we go camping. - Bir dahaki sefere kampa gittiğimizde bizimle gelmeyi düşünmelisin.

I'll try not to disappoint you next time. - Bir dahaki sefere seni hayal kırıklığına uğratmamaya çalışacağım.

bir sefer