His brother has been missing for a while now.
- Erkek kardeşi bir süredir kayıp.
I've been thinking about this for a while.
- Bir süredir bunu düşünüyorum.
He stayed here for a while.
- O, bir süre burada kaldı.
For a while she did nothing but stare at me.
- Bir süre bana bakmaktan başka bir şey yapmadı.
We're going to have good weather for awhile.
- Bir süreliğine daha havalar güzel olacak.
I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
- Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
He was happy for a time.
- O, bir süre mutluydu.
He lived here for a time.
- O, bir süre burada yaşadı.
She pondered the question for a while.
- Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
He stayed here for a while.
- O, bir süre burada kaldı.