There were lots of people.
- Bir sürü insan vardı.
Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.
- Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.
Tom's got heaps of friends.
- Tom'un bir sürü arkadaşı var.
A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
There are a lot of factories in Kawasaki.
- Kawasaki'de bir sürü fabrika var.
There were lots of people at the concert.
- Konserde bir sürü insan vardı.
A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
I buy loads of stuff at that store.
- Ben o mağazada bir sürü şey alırım.
I have loads of things to do.
- Yapacak bir sürü işim var.
We have tons of money.
- Bizim bir sürü paramız var.
I know tons of jokes.
- Bir sürü fıkra bilirim.
Tom's got heaps of friends.
- Tom'un bir sürü arkadaşı var.
I have got a lot of books.
- Benim birsürü kitabım var.
A Turkish soft G and a Spanish H eloped and had lots of completely silent children together.
- Türkçe Ğ ve İspanyolca H kaçtı ve birlikte birsürü tamamen sessiz çocukları oldu.