bir hayli

listen to the pronunciation of bir hayli
Türkçe - İngilizce
many

He received a good many letters this morning. - O, bu sabah bir hayli mektup aldı.

A grasshopper and many ants lived in a field. - Bir çekirge ve bir hayli karınca bir tarlada yaşadı.

a good deal, a great deal, notably
numerous
a great deal

There is a great deal of traffic on this road. - Bu yolda bir hayli trafik var.

I have a great deal to tell you. - Sana söyleyecek bir hayli şeyim var.

highly

I'm highly impressed. - Ben bir hayli etkilendim.

I know you think highly of her. - Onu bir hayli düşündüğünü biliyorum.

notably
by far
pretty
far
quite a few

I have met quite a few people in America.

He received quite a few letters this morning. - O, bu sabah bir hayli mektup aldı.

They bought quite a few books. - Onlar bir hayli çok kitap satın aldılar.

a fair sum
deal

I have a great deal to tell you. - Sana söyleyecek bir hayli şeyim var.

I've thought about this a great deal. - Bunun hakkında bir hayli düşündüm.

some

It's way too crowded in here. Let's go somewhere else. - Burası bir hayli kalabalık. Haydi başka bir yere gidelim.

Türkçe - Türkçe
Oldukça
Epey, çok, hayli
bir hayli