bir daha

listen to the pronunciation of bir daha
Türkçe - İngilizce
once more
again

I never want to see you here ever again! - Ben bir daha seni burada asla görmek istemiyorum.

I didn't meet him again after that. - Ondan sonra bir daha onunla karşılaşmadım.

one more, once again, again
yet again
anew
once again
over again

I don't want to lose Fadil all over again. - Fadıl'ı bir daha kaybetmek istemiyorum.

another

Tom took another look at the picture. - Tom resme bir daha baktı.

We're going to give it another try. - Onu bir daha deneyeceğiz.

over

I don't want to lose Fadil all over again. - Fadıl'ı bir daha kaybetmek istemiyorum.

I'll never overlook your mistakes again. - Hatalarına bir daha asla göz yummayacağım.

no more
one more

We can give it one more try. - Onu bir daha deneyebiliriz.

bir kez daha
once more

Try doing it once more. - Onu bir kez daha yapmayı dene.

Please say it once more. - Lütfen onu bir kez daha söyleyin.

bir kez daha
once again

Let's try once again. - Bir kez daha deneyelim.

She was late once again. - Bir kez daha geç kalmıştı.

bir daha gözden geçirmek
revise
bir daha asla
nevermore
bir daha bölme
subdivision
bir daha gözden geçirme
(Hukuk) review
bir daha sözünü etmemek
draw the curtain over smth
bir daha yapmak
work over
bir kere daha
one more time
bir kere daha
encore
bir kez daha
one more time

Read it one more time, please. - Onu bir kez daha okuyun, lütfen.

I'll say it one more time. - Bir kez daha söyleyeceğim.

bir kez daha
(deyim) once and again
bir kez daha
on one occasion
bir kat daha
more
bir tane daha
one more
bir bardak çay daha rica ediyorum
I'd like another cup of tea
bir bu kadar daha
as many more
bir gömlek daha iyi
(deyim) cut above
bir kadeh daha alabilir miyim
Can I have another drink
bir kat daha
still more
bir kez daha
once more, yet again, once again
bir kez daha bölmek
subdivide
bir o kadar daha
as much again
bir porsiyon pilav daha lütfen
One more order of rice please
bir tane daha
another

Can I get you another one? - Size bir tane daha alabilir miyim?

Let me buy you another one. - Sana bir tane daha alayım.

bir tane daha bira lütfen
Another beer please
bir tane daha gümrük formu alabilir miyim
May I have another customs form
bir tane daha lütfen
one more please
bunun için daha önceden bir tedavi gördünüz mü
Have you previously been treated for it
daha aydınlık bir oda gösterir misiniz
Would you please show me a brighter room
daha az pahalı bir şey var mı
Is there anything less expensive
daha açık bir tonunu görmek istiyorum
I would like to see a lighter shade
daha basit bir model tercih ederim
I prefer a simpler style
daha büyük bir bot kiralamak istiyorum
I'd like to rent a larger boat
daha büyük bir oda gösterir misiniz
Would you please show me a larger room
daha büyük bir şeyleriniz var mı
Do you have anything larger
daha güçlü bir gözlük denemek istiyorum
I would like to try some stronger glasses
daha güçlü bir nedenle
a fortiori
daha iyi bir oda gösterir misiniz
Would you please show me a better room
daha iyi bir şey var mı
Is there anything better
daha kaliteli bir şeyleriniz var mı
Do you have anything of better quality
daha küçük bir oda gösterir misiniz
Would you please show me a smaller room
daha küçük bir şeyleriniz var mı
Do you have anything smaller
daha kısa bir şeyleriniz var mı
Do you have anything shorter
daha pahalı bir şeyleriniz var mı
Do you have anything more expensive
daha sessiz bir oda gösterir misiniz
Would you please show me a quieter room
daha ucuz bir oda gösterir misiniz
Would you please show me a cheaper room
daha ucuz bir şey var mı
Is there anything cheaper
daha ucuz bir şeyleriniz var mı
Do you have anything cheaper
daha uygun bir fiyat verebilir misiniz
Can you give me a better price
daha uzun bir şeyleriniz var mı
Do you have anything longer
daha önemli başka bir iş yüzünden yapmamak
overslaugh
düşünüp daha iyi bir yolunu bulmak
think up
lütfen bir daha tekrarlar mısınız
Say that once more please
lütfen bir tane daha havlu getirin
Please bring me another towel
lütfen bir tane daha yastık getirin
Please bring me another pillow
sen sen ol never: Sen sen ol, bir daha bunu yapma
Don't you ever do this again!
bir daha