The telephone rang several times.
- Telefon birçok kez çaldı.
Tom has been arrested several times.
- Tom birçok kez tutuklandı.
You can not appreciate the poem until you have read it many times.
- Birçok kez okuyuncaya kadar şiiri kavrayamazsın.
He looked back at us many times and walked away.
- O birçok kez bize doğru baktı ve uzaklaştı.
That's happened to me plenty of times.
- Bu birçok kez başıma geldi.
Tom has done that plenty of times.
- Tom onu birçok kez yaptı.