Letters were carried by riders on fast horses.
- Mektuplar hızlı atlardaki biniciler tarafından taşınırdı.
Tom is a great motocross rider.
- Tom büyük bir motokros binicidir.
The members of these nomadic tribes were skilled archers and riders; they were able to attack and run away as fast as the wind.
- Bu göçebe kabilelerin üyeleri yetenekli okçu ve biniciydiler; rüzgar gibi hızla saldırıp kaçabiliyorlardı.
He's been trying to become a member of a horsemanship society.
- O, binicilik toplumunun bir üyesi olmaya çalışıyor.
This is an equestrian town! You will see horses everywhere.
- Burası bir binicilik kasabasıdır! Atları her yerde göreceksiniz.